Picture of Eren Uysal

Eren Uysal

Fizikde En Az Eylem İlkesi

Hayatımızda eyleme geçirdiğimiz davranış ve hareketlerimiz fizikteki en az eylem ilkesi ile bağlantılıdır. Fiziksel olarak gerçekleştirilen hareketlerimizin temeli en az eylem ilkesine dayanır. En az eylem ilkesinin prensibi, yapılan hareketin başlangıç ve sonu arasındaki noktanın netleşmesidir. Bu prensip insan, hayvan veya doğa ile de bağlantılıdır. Bu yüzden insanoğlunun yaşamında en az eylem ilkesi sürekli var olur.



Doğadaki Hareketin Dinamiği

Doğa ve insan arasındaki bağ varoluştan beri devam eden uzun bir yoldur. Bu yolda da insanların doğa hakkındaki fikirlerinden meydana gelmiş bazı düşünceler vardır. Düşüncelerin arasında bilimle bağlantı kurmuş bir yapı taşı da en az eylem ilkesidir.

En az eylem ilkesinin prensibi doğadaki hareketlerden meydana gelir. Bir yaprağın rüzgâr sayesinde hareket etmesi bile en az eylem ilkesinin bir parçası haline gelir. Rüzgâr sayesinde herhangi bir yöne hareket edip daha sonra hareketsizliğe ulaşan yaprak en az eylem ilkesi ile hareketini tamamlayıp eski haline döner.

Bu da doğadaki fizik yasalarının insan gözündeki yerini çeşitli şekillerde etkiler. Çünkü bu ve bunun gibi karşımıza çıkan ilkeler, insanoğlunun gözündeki düşünce ve davranış tarzına da etki eder. Zaman geçtikçe de kendine yeni bilgi ve ilke kazandıran insanlar, en az eylem yasasından etkilenerek bu düşünceyi hayatlarına alıp kullanmışlardır.



İnsan Ve Eylemleri

İnsanlar devamlı olarak hareket içerisindedirler. Fakat bu hareketlerin temelinde bir ilke yatar, bu ilke de en az eylem yasasıdır. Bizler fark etmesek de yaptığımız veya yapacağımız hareketler bu ilkeye dayanır. Çünkü insanoğlu da diğer canlılar gibi, yapılacak veya yapılmış bir işi en kısa yoldan bitirmeye ihtiyaç duyar. Bu da en az eylem yasasını destekler.

Yani hayatımızda devam eden hareketi bizler en kısa yolla tamamlamaya çalışırız. Bu da daha önce verdiğimiz yaprak örneğini destekler. En az eylem yasası prensibi tembellik kavramından oldukça farklıdır. Çünkü en az eylem yasası denince aklınıza gelen düşünce bu olmamalı.

En az eylem yasası sayesinde yapılan hareket ve işlerden oldukça farklı sonuçlar elde edebilirler. Bazı insanlar bu konuyla araştırma amaçlı ilgileniyor olsa da bazıları farklı bir bakış açısı olarak ele alıyor. Örneğin en az eylem ilkesi sayesinde sanatçılar da çalışmalarında değişiklikler yaratabiliyor. Bu sayede hem yeni eserler, hem de sanat ve fizik bir araya gelebiliyor.



Hareketin Temeli

En az eylem yasasının hareketlerimiz ile bağlantılı olduğundan bahsettik. Fakat bu hareketlerin ne tür hareketler olduğuna da açıklık getirmek gerekir. İnsan ve hayvanların gösterdiği hareketlerin çoğu en az eylem yasasına açıklık getirir. Çünkü yapılması istenen hareketin ilk düşüncesi en kısa şekilde ve zamanda yapılması olur.

Bu sayede hareket başlangıcı ve sonu en kısa sürede ve zamanda gerçekleşmiş olur. Bu da fizikte bahsettiğimiz en az eylem ilkesi prensibini destekler. Bu düşünce tarzını hayatımızın en orta yerinde olduğunu düşünmesek de öyledir. Çünkü yaptığımız ve yapacağımız tüm hareketler en az eylem ilkesi ile bağlantılı hale gelir.

Sanat Ve Fiziğin Birleşimi

Fizik ve sanat her zaman kendini yenileyen konulardır. Benzerlikleri de buradan gelir. Fizikteki tabir ettiğimiz ilke ve kuralların somut hallerine sanatta rastlayabiliriz. Oldukça iç içe bir hale gelmişlerdir. İç içe geçmiş bu iki konuyu bir araya getirerek de ortaya yeni eserler çıkarılabiliyor. Ortaya çıkan bu eserlerde hem sanatı hem de fiziği ortak bir şekilde izleyicilerinin objektifine ulaştırabilirler.

Sanat bakıldığı zaman her insanda aynı düşünceleri meydana getirmez. Sanatın sanat olması da sağladığı düşünceler ve izlenimlerdir. Her insana farklı düşünce ve izlenimler yaratması sanatın sırlarından biridir. Fakat sanatın meydana gelmesinde de fiziğin büyük bir etkisi vardır. Bu etkilerden biri de karşımıza en az eylem yasası olarak çıkar.

Bir sanat eseri meydana getirirken sanatçı en az eylem yasasını uygular. İşlenen mekanikler veya atılan fırça darbeleri en az eylem yasasını destekleyecek şekilde başlar ve biter. Bu sayede meydana gelen harekette sanat ve fiziği birbirine benimsetecek adımlar attırır. Çünkü sanatçının kafasında tasarlamış olduğu eserin hayata geçmesinde en az eylem yasası amaca göre kullanılır.



Fiziğin Amaca Göre Hareketi

İnsanların gerçekleştirdiği hareketler doğrultusunda meydana gelen kuram ve kavramlardan biri olan en az eylem yasası sanatla buluştuğunda ortaya farklı türde eserler çıkar. Bu eserlerin temelinde bir yasa anlatılmasa da oluşumunda etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Kimi zaman bu prensipten destek alır, kimi zamanda kendiliğinden meydana gelme ihtimali vardır.

Fakat temelinde bu durum her zaman mevcuttur. Hayata geçirilen sanat eserlerinde gördüğümüz karmaşık ve düzensiz yapılarda bile fizikte adı geçen Entropi durumu mevcut hale geliyor. En az eylem ilkesi de atılan kısa darbeler ve mekanik hareketler ile sanata dâhil oluyor. Ama bu prensibi bir gereklilik olarak düşünmemelisiniz.

En az eylem yasası insanlar, hayvanlar veya doğada meydana gelen hareketler için bile geçerlidir. Çünkü bu ilke karşımıza istemsiz bir şekilde çıkar. Sergilediğimiz hareketlerin her biri de bu yasaya dayanır. Sanatta da karşımıza bu şekilde çıkıyor zaten.